Son günlerde, uyuşturucu bağımlısı gençlerle alakalı haberler baş köşeleri süslüyor. Birbiri ardına kaybedilen gencecik bedenler içimizi sızlatıyor.
Yaşadığımız yüzyıl, insanların sadece bedenlerinin değil, beyinlerinin de uyuşturulduğu bir asır olarak tarihe geçecektir. Bir dönem Hasan Sabbah adındaki sapık tarikatın, uyuşturucu verdiği insanları nasıl istediği yerlerde kullandığını tarih kitaplarımız yazıyorsa, bir müddet sonra da yaşadığımız bu yüzyıl için yazılacaklar fazla bir farklılık göstermeyecek gibi.
Gençlik adı üstünde delikanlılık çağıdır. DELİ KANLI! Yani kanı delice akan insan.. Bunu nereye sürüklerseniz oraya gelebilecektir. Saldır derseniz saldırır, öldür derseniz öldürür. Üniversiteye gidenlerimiz bilir, okula ilk gittiğiniz gün karşınıza birçok örgüt masa kurmuş beklemektedirler. Bunların çoğunun amacı sizleri iyi birer insan olarak yetiştirmekten çok nasıl sizi kullanacaklarıdır.
Uyşturucu denilen illet de maalesef delikanlı gençlerimize sunulan en tehlikeli zehirdir. Hayatının baharındaki bu gençler, kişiliklerini oluşturmanın yüküyle ezilirken, küçük sorunlar onlar için dağlar gibi gelirken, verilen ufak bir uyuşturucu ile birkaç saatlik uçma zevkini, tüm hayatlarını kaybederek ödeyebilmektedirler.
İslam dininde ilginç bir emir vardır, ÇOĞU HARAM OLAN ŞEYİN AZI DA HARAMDIR. Diğer bir emir de HARAMLARA YAKLAŞMAYIN! der… Uyuşturucu neden haram diye sormaya gerek yok, faydalı olduğunu söyleyenin aklına şaşmak gerek zaten. Hastalar için kullanılan narkozlar hariç tabii ki.
Gençler! Arkadaşlarınızın veya size dost görünenlerin uzattığı uyuşturucuyu lütfen almayınç onurlu birer insan olmayı seçin, hayır demek bu noktada en büyük güçtür. Hayatımın değişik dönemlerinde bana da teklif edilen bu uyuşturucu tuzağını hiç denemek gibi bir saflığa düşmedim, binlerce insanın öldüğü, hayatlarını zehir ettiği, ideallerinin bittiği bir yolda bir kez daha denemenin alemi yok derim. Orada bir uçurum var ve denemiş olanlar ya ölüyor, ya da sakat kalıyor yaşasa bile, halen benim o uçurumdan sağlam çıkarım belki dememin anlamsızlığı ortadadır.
UYUŞTURUCUYA HAYIR! Gelin kendinize güzel bir hayat bağışlayın…..
11.01.2004