Bursa gerçekten İstanbul’da yaşamaya alışmış ve İstanbul’u zorunluluklardan dolayı terketmek zorunda olanlar için çok güzel, alternatif bir şehir. Kendinizi aslında İstanbul’un görmediğiniz semtlerinden birinde gibi hissediyorsunuz. Hani bazen Anadolu’ya gideriz de birkaç gün sonra bu vazgeçilmez şehrin trafiğini bile özleriz ya Bursa’da bu duyguyu pek yaşamıyorsunuz. Hareketlilik bu şehirde her yerde göze çarpıyor…
Biz gittiğimizde ilk gün şehrin merkezinde bulunan Ulu Camii’yi gezdik, insan kendini böylesi heybetli camilerde çok tuhaf ve sorulayıcı hissediyor. Daha sonra oraya kadar gitmişken ve Ulu Cami’ye yürüyerek 15 dakika mesafede bulunan Emir Sultan Hazretlerinin türbesine ve oradan da Yıldırım Beyazid’in oğlu Mehmet Çelebi’nin kabrini ziyaret ettik.. Ziyaretlerde hem dua etme fırsatı hem de yürüme yollarımızda Bursa’nın yokuşlarda kalmış yüzyıllık mahallelerini görme fırsatı bulduk.. Hatta bir mahalle belkide 150 merdivenlik bir sokakta kurulmuştu ve merdivenleri çıkan amca tam 70 yıldır bu merdivenleri inip çıkarım deyince genç kalmasının sırrını anlamış olduk..
Yine Ulu Camii’nin tam arkasına düşen bizim kapalı çarşımızı andıran Kapalı Çarşıları var. Alışverişi sevenler için harika bir yer.
Tabi Bursa deyince Kestane Şekerinden bahsetmeden geçemiyeceğim. Ulu camii’nin karşı sırasında Kafkas Şekercisini bulabilirsiniz.. Tüm Bursa’lılar Kafkası önerdi bence başka yerden almayın derim çünkü harika çeşitleri ve lezzetleri var!!!
Bursa’ya kadar gelmişken Uludağı görmeden gitmek olmaz diyorsanız Uludağ’a dolmuşlarına binmeniz yeterli. Yapmanız gereken bir taksiye binip Uludağ dolmuş durağına gitmek istediğinizi söylemek..Merak etmeyin Bursa o kadar da büyük değil nereden binerseniz binin 2,5 milyondan fazla vermiyorsunuz. Dolmuşla 45 dakika kadar sürüyor, teleferikle ise 15 dakkaymış.. Ama benim gibi yükseklik korkunuz varsa dolmuş en iyisi.. Dağ ise kaymayı bilenler ve çocuklar içi çok eğlenceli.. Heleki hava güneşli ise! hiç birşey yapamazsanız oturur manzara seyredersiniz. Ama şunu belirtmeden geçemiyeceğim, cebinizdeki para kısıtlıysa Uludağ’a gitmeyin derim.. Bir Nescafe’nin üçbuçuk milyon olduğunu söylemem yeterli olacaktır sanırım..
Bir de Bursa’nın sosyetik ve şifalı sularıyla ünlü semti Çekirge var.. Buradaki otellerde hem biraz daha ucuza kalabilir hem de şifalı sularından faydalanabilirsiniz..
İşte benim gördüğüm Bursa böyle.. Herkese tavsiye ederim gidin görün, emin olun hiç sıkılmayacaksınız…
30.07.2002