Tayland, Güneydoğu Asya ülkesidir. Nüfusu 61 milyondur ve 95%’i Budist dinine inananlardan oluşur. Konuşulan anadil Tay dilidir. Tayland’ın eski ismi SİAM, 1949 yılından sonra bu isim değiştirilerek “Prathet Thai” olmuştur. Thai tayca Özgür demek ve Tayland ÖZGÜR ÜLKE anlamına gelmekte… Ülke ekvator kuşağına yakınlığı nedeniyle genelde sıcak bir iklime sahip ve 23-35 derece arasında bir sıcaklığa sahip. Tayland’ın başkenti olan Bangkok, dünyanın en kalabalık trafiğine sahip kent olarak geçiyor ve bu yüzden buraya seyahat eden turistlere söylenebilecek ilk söz, trafiği daima düşünerek program yapmaları…
Tayland, Türk turistlerden vize istemiyor ve havaalanından kolaylıkla giriş yapılıyor ülkeye. Eğer otel rezervasyonunu Türkiye’den yapmadıysanız, havaalanında, hotel rezervasyon standlarında PROMOSYONLU fıyatlardan rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ben şahsen bu şekilde bir rezervasyon yapıp, 5 yıldızlı bir otelde, 75 dolara, kahvaltı ve otele transfer ve üstüne bir şehir turu dahil fiyata kaldım. Bangkok’ta alışveriş yapacaksanız, en çok dikkat etmeniz gereken nokta PAZARLIK YAPMALISINIZ. Asla ilk verilen fiyatlara ürünü satın almayın. 40%’a varan indirimlere ulaşabilirsiniz. Büyük alışveriş merkezlerinde pazarlık fazla olmamaktadır ama sokaklarda kesinlikle pazarlık yapmayı ihmal etmeyin. Bangkok’a gelen turistlerin en çok aldığı ürünler arasında yapma çiçekler, seramik, oyuncak bebekler, gümüş, elmas ve değerli taşlar, mücevherat, Thai ipeği, ahşap ürünler gelmektedir. Bangkok şehir turlarına katılanları acı bir sürpriz beklemektedir.
Turunuz bittikten sonra sizi mutlaka MÜCEVHER firmalarından bir ya da birkaçına götürürler.. Ve buna da zorunludurlar çünkü çoğu turların sponsoru bı firmalardır ve tüm turistleri ister istemez oraya götürürler.. Siz de benim gibi mücevher almayacaksanız, istediklerini yapar, gider , dolaşırsınız ve çıkarsınız. İddia ediyorum bu taşların çoğunu ülkemizde daha ucuza bulabilirsiniz, çünkü Tayland’dan bütün bu taşlar ülkemize ithal ediliyor ve altın işçiliğimiz onlardan çok üstün… Ne gerek var boşu boşuna milli servetimizi buraya akıtalım! Altın aynı, taş aynı…. Tayland’ı çocukluğumda seyrettiğim filmlerden hatırlarım ve nedense yeşil bir derede, kayıklarda oturmuş birşeyler satan NEHİR MARKETİ aklımda kalmıştı… Bu seyahatimde o marketi görme şansı buldum. Havaalanında otel rezervasyonu sırasında kazandığım ücretsiz tur seçeneği olarak ben de FLOATING MARKET’i seçtim ve ertesi gün sabah 7:30’da yorgunluğa rağmen kalkarak tura katıldım. Tur bir büyük teknede başladı.
Bir gemi dolusu turistle baraber nehir boyunca seyahat ederken, solda Kralın eski sarayını, sağda ünlü Wat Arun Tapınağını geçtik. Wat, thai dilinde Tapınak demek. Tekne, daha sonra bir kanala girdi ve bu kanal boyunca su üzerinde kurulu evlerde yaşayan insanları ve evlerini görme şansımız oldu. Evler ahşaptan yapılmış ve oldukça eski görünüyorlardı. Bu arada birçok noktada ağır kanalizasyon kokusu olduğunu itiraf etmeliyim. Çok titizseniz bu tur size göre değil.. Kanalda epey gitikten sonra kayık marketine geldik. Buradaki market aslında o filmlerde, resimlerde gördüğüm market değildi. Bizim o fotoğraflarda gördüğümüz market Bangkok’tan 100 km uzakta ve Damnoen Saduak adında bir yer. Bizim geldiğimiz pazar ise oldukça küçük ve belli ki TADIMLIK 🙂 Markette biraz mola verdikten sonra, YILAN SHOW’unu izlemek için hayvanat bahçesi gibi bir yerde mola verdik. Burada Tayland’da bulunan değişik yılan türlerini canlı görme şansı oldu. Daha sonra yılanlarla ilginç bir gösteri yapıldı ve görevliler, yılanlarla ölümcül oyunlar oynadılar. Hem korkunç, hem de bir o kadar ilginçti… Saat 12’de tur bizi başladığımız yere getirdi ve daha sonra otelimize kadar bıraktılar herkesi…
Bangkok’un en işlek bölümü SUKHUMVİT diye bilinen ve epey uzun bir caddeden oluşan bölüm. Benim otelim 33.cü bölümdeydi. Ve cadde daha epey devam ediyordu ileriye doğru. Trafiğin en çok olduğu bölgelerin başında bu cadde geliyor. Eğer gideceğiniz yer uzaksa en kolay çözüm SKY TRAIN kullanmak. trafik stresinden uzak ve rahat ve klimalı bir şekilde seyahat ederken, paranız da cebinizde kalacak çünkü oldukça uygun fiyatlar…. Tayland’a laptop bilgisayarınızla geldiyseniz ve internete bağlanmak istiyorsanız acı bir gerçeği baştan söylemem gerekiyor, telefon hatları oldukca yavaş ve internet bağlantı hızı 33 kb sadece. 2003 yılı Temmuz ayında bu böyleydi, umarım hızlanacaktır ilerde…
İnternet servisi için, en ucuz yöntem marketlerden ya da Seven Eleven’lardan 15 saatlik kullanım paketlerinden almanız. 5 dolar civarı bu paketler bence otel odasından bağlantılar için en uygun çözüm. Otellerin çoğu 10-15 dolar günlük bağlantı ücreti alıyorlar istenirse…Bağlantı hızı da maalesef farklı değil ve gene 33 kb… Tayland’a gelirken yanınızda yazlık kıyafetlerle gelin ve yanınıza şemsiye ya da yağmurluk alabilirsiniz , bazı mevsimlerde yağmur çok yağmakta çünkü. Şapka da ideal bir ayrıntı, hem gübeşli yaz sıcaklarında , hem de yağmurlu sezonda yardımcınız olacaktır… Thai Boksu, Tayland’ın milli sporudur ve nasıl Japonya’da Sumo güreşleri her zaman zevkle izlenirse, Tayland’da da Thai Boksu , buradaki adıyla MUEY THAI öyle izlenmektedir. Özellikle böyle bir müsabakaya gidip seyretmek isterseniz, her akşam yapılan turlara katılarak, müsabakaları izleyebilirsiniz. Fİyatlar oynanan maçın kalitesine göre değişkenir deniliyor bu arada…
Bangkok’ta çok ucuza kalma seçeneği de mevcut. Şahsen benim kalamayacağım ama HOSTEL denilen ve dünyanın dört bir tarafından gelen ucuza tatil isteyen turistlerin kaldığı KAO SARN ROAD, Back Packers’ Hub denen bölgeye gidebilirsiniz. Burada oteller sadece geceyi geçirmek isteyenlere çok uygun fiyatlarla konaklama hizmeti sağlıyor fakat böcek ve haşerat bu fiyata dahil tabii ki… Bangkok’ta yemek noktasında çok zorlanacağınızı sanmıyorum çünkü birçok ülke lokantası burada mevcut gördüğüm kadarıyla ve rahatlıkla size uygun birşeyler bulabileceğinize inanıyorum.
Saygılarımla
27.01.2004