Filipinler uzakdogu ulkeleri icinde bir turlu vakit bulupta gidemedigim ve belkide icimde ukte kalan ulkelerden biriydi. En sonunda bir uzakdogu seyahati arasinda, bilet fiyatlarinin epey ucuzlamasina denk gelen bir donemde Manila`ya ucuverme sansim oldu.Hong kong`dan bir bucuk saat suren bir yolculuk sonrasinda Manila havaalanina ulastim. Filipinler icin Turk vatandaslarindan vize istenmiyor. Vize islemlerini bitirdikten sonra bavulumu almaya yururken ilginc ispanyol muzikleriyle calgicilar karsiladi turistleri, daha sonra ogrendigim kadariyla Filipinlerin kanli yarasi olan teroristler yuzunden kaybolan turizm imajini kazandirmak icin devlet elinden geleni yapiyor ve bu calgicilar da turizm ugruna yapilan kucuk calismalarin bir parcasi..Ama ben Manila`da kaldigim surece seyrettigim tum dunya TVlerinde maalesef hep korkunc haberler cikiyordu Filipiner hakkinda.Bizim ulkemizi hatirlatan manzaralardi genelde yayinlar.Hep kotu yonleriyle cikiyordu olaylar.
Neyse Manila`da havaalaninda taksiye binecekseniz kesinlikle unutmamaniz gereken nokta bastan pazarlik yapmaniz….zaten tum Filipinler icin gecerli lan tek turist kurali PAZARLIK yapin!!! 500 peso verdigim havaalani-otel transferine donuste 250 peso vermem size birseyler cagristirmali.. Haa bu arada ilk bindigim taksici bir de bahsis olarak 100 peso aldi :)) ekstra o kadar olacak tabii ki:)
Manila, Hong kong ve Singapur`dan sonra epey fakir gorundu maalesef gozume..Bizim ulkemizden fazla farki olmayan binalar, fakir insanlar, caddelerdeki saticilar cok yabanci olmadigin goruntulerdi. Farkli olan havanin asiri sicakligi ve yazilarin filipince olmasi sadece…
Filipinler ismini hep merak eder dururdum..Neden Filipinler (Philippinnes)? En sonunda ogrendim, 15.ci yuzyilda yasayan bir Ispanyol krali Philip,bu somurge bolgelerine kendi adinin verilmesini istemis. Ve ulkenin adi Filipinler olarak kalmis.
Ispanyollar`in Filipinler`e gelisi de ilginc bir hikaye bu arada. Magellan bu ulkeye geldigi zaman , ulkeyi yoneten musluman liderle savasiyor ve bizim lider Magellan`i olduruyor ve Magellan`in adamlari da gidip gemiler dolusu Ispanyol askerlerle buralari ele gecirip somurge haline getiriyorlar.
Ispanyollar bu ulkeyi 300 seneye yakin yonetiyorlar, ve dogal olarak Katolik olduklari icin bu ulkenin iliman kanli insanlarini kolaylikla Katolik yapmayi basariyorlar. Bugun ulkenin buyuk bir kismi gercekten cok dindar katolik ve bunu her davranislarinda gorebiliyorsunuz. Artik kulturlerinin yasamlarinin bir parcasi olmus bu. Herseye baslarken, her kilise onunden gecerken, Meryem Ana heykelleri,Hz Isa ile alakali herseyde istavroz cikartanlari goruyorsunuz.
Manila`da en cok etkilendigim yer FORT SANTIAGO oldu. Burasi Ispanyollarin silah deposu, hapishanesi ve yasadiklari yer . Halen ayakta duruyor ve restore edilip turistlere acilmis. Duvarlarin icinde insan kendini Ispanya`da hissediyor. Evler, Ispanyol stilinde. Kalede en ilgimi ceken yerlerden birisi, zindanlar oldu. Zindanlarin bazisinin ustu acik…bizim bildigimiz zindanlar isiksiz havasiz oldugu icin cok ilginc geldi….
JOSE RIZAL
Diger ilgimi ceken sey unlu halk kahramani JOSE RIZAL oldu…Jose Rizal 18.ci yuzyil sonlarinda dunyaya gelen bir Filipinli. Cok zeki oldugu icin Avrupa`ya egitime gonderiliyor. Ispanya`da tip egitimi aliyor, mukemmel ameliyatlar yapiyor, ozellikle goz konusunda uzman, ta Hong kong`a gidip insanlara ozel ameliyatlar yapiyor.ama sadece tip ile ilgilenmiyor, zooloji ile de alakali ve 3 tane hayvana kendi ismi veriliyor cunku o bu hayvanlarin literature gecmesini sagliyor. Bu arada sair ve siirler yaziyor.Avrupa`da iken Mason locasiyla tanisiyor ve donusunde Filipinler Locasina giriyor. Bu arada Ispanyol somurgesi olmanin rahatsizligini duyuyor ve neden bir ozgur ulkemiz olmasin bizimde diyerek insanlari uyandirmaya calisiyor. Yazilari binlerce insana ulasiyor ve unu gittikce yayiliyor. Bundan rahatsiz olan Ispanyollar en sonunda onu hapse atiyorlar..Hapse attiklari yer iste bu yukarda anlattigim Ispanyol Kalesinde bir oda. Yazi yazmasina izin veriyorlar ama yazilarinin disariya cikmasina izin verilmiyor. En buyuk eseri sayilan ELVEDA ANAVATANIM siirinin disariya cikartilmasi cok ilginc bir hikaye anlatayim bu arada. Rizal`in akrabalari icinde sadece bayanlara izin veriliyor gorusmesine..O da sadece bir kereye mahsus oluyor. Annesi ve kizkardesleri ziyaretine geliyorlar. Bu arada dogal olarak Ispanyollar ailesinin yanina yaklasmasina bile izin vermiyorlar.sadece konusmasina izin veriliyor . Rizal kizkardesine disarda gardiyanin ona gaz lambasi verecegini soyluyor . Gardiyan da kiz da isin icinde neyin oldugunu anlayamiyorlar ilk basta..Gorusme sonrasi kizkardesi gaz lambasini eve getirip icini iyice inceleyince Filipinlilerin kutsal saydiklari ve ozgurluk atesini atesleyen o onemli siirin gaz lambasinin icine gizlenmis oldugunu anliyor. Bu siir hemen tum ulkeye yayiliyor ve hareket basliyor. Bu arada Rizal olum cezasina carptiriliyor. Gizli orgut kurduguna karar veriliyor. Ve kaleden adim adim yurumesi ve disarida bekleyenlere dogru yurumesi isteniyor. (Bugun kale icinde Rizal`in yurudugu yolda ayakizleri ozellikle isaretlenmis..cok etkileyici…olume adim adim gitmek…) ve kalenin cikisinda o kadar insanin gozu onunde ates edilerek olduruluyor.
Rizal`in hikayesi cok etkileyici..Bir ulusu ayaga kaldiran bir kisi olmasi bizim tarihimizi hatirlatiyor. Saygiyla aniyorum kendisini ve siirinin ingilizce cevirisini sizlere sunuyorum….Siirin genel hatlarinda Rizal, ulkesine olan sevgisini anlatiyor. Guzel ceviri yapan arkadaslarin bu mukemmel siiri dilimize cevirmelerini umuyorum…
MI ULTIMO ADIOS – ELVEDA ANAVATANIM
Farewell, my adored Land, region of the sun caressed,
Pearl of the Orient Sea, our Eden lost,
With gladness I give you my Life, sad and repressed;
And were it more brilliant, more fresh and at its best,
I would still give it to you for your welfare at most.
On the fields of battle, in the fury of fight,
Others give you their lives without pain or hesitancy,
The place does not matter: cypress laurel, lily white,
Scaffold, open field, conflict or martyrdom’s site,
It is the same if asked by home and Country.
I die as I see tints on the sky b’gin to show
And at last announce the day, after a gloomy night;
If you need a hue to dye your matutinal glow,
Pour my blood and at the right moment spread it so,
And gild it with a reflection of your nascent light!
My dreams, when scarcely a lad adolescent,
My dreams when already a youth, full of vigor to attain,
Were to see you, gem of the sea of the Orient,
Your dark eyes dry, smooth brow held to a high plane
Without frown, without wrinkles and of shame without stain.
My life’s fancy, my ardent, passionate desire,
Hail! Cries out the soul to you, that will soon part from thee;
Hail! How sweet ’tis to fall that fullness you may acquire;
To die to give you life, ‘neath your skies to expire,
And in your mystic land to sleep through eternity !
If over my tomb some day, you would see blow,
A simple humble flow’r amidst thick grasses,
Bring it up to your lips and kiss my soul so,
And under the cold tomb, I may feel on my brow,
Warmth of your breath, a whiff of your tenderness.
Let the moon with soft, gentle light me descry,
Let the dawn send forth its fleeting, brilliant light,
In murmurs grave allow the wind to sigh,
And should a bird descend on my cross and alight,
Let the bird intone a song of peace o’er my site.
Let the burning sun the raindrops vaporize
And with my clamor behind return pure to the sky;
Let a friend shed tears over my early demise;
And on quiet afternoons when one prays for me on high,
Pray too, oh, my Motherland, that in God may rest I.
Pray thee for all the hapless who have died,
For all those who unequalled torments have undergone;
For our poor mothers who in bitterness have cried;
For orphans, widows and captives to tortures were shied,
And pray too that you may see you own redemption.
And when the dark night wraps the cemet’ry
And only the dead to vigil there are left alone,
Don’t disturb their repose, don’t disturb the mystery:
If you hear the sounds of cithern or psaltery,
It is I, dear Country, who, a song t’you intone.
And when my grave by all is no more remembered,
With neither cross nor stone to mark its place,
Let it be plowed by man, with spade let it be scattered
And my ashes ere to nothingness are restored,
Let them turn to dust to cover your earthly space.
Then it doesn’t matter that you should forget me:
Your atmosphere, your skies, your vales I’ll sweep;
Vibrant and clear note to your ears I shall be:
Aroma, light, hues, murmur, song, moanings deep,
Constantly repeating the essence of the faith I keep.
My idolized Country, for whom I most gravely pine,
Dear Philippines, to my last goodbye, oh, harken
There I leave all: my parents, loves of mine,
I’ll go where there are no slaves, tyrants or hangmen
Where faith does not kill and where God alone does reign.
Farewell, parents, brothers, beloved by me,
Friends of my childhood, in the home distressed;
Give thanks that now I rest from the wearisome day;
Farewell, sweet stranger, my friend, who brightened my way;
Farewell, to all I love. To die is to rest.
Manila`nin en ilginc tasima araci kuskusuz JEEPNEY…jeepneyler jeep ile bizim minibuslerin karisimi..cok sevimliler. bu zevki yasamadan edemezdim ve bindim bende…Havalarin cok sicak oldugu gunlerin sayisi cok oldugu icin bu araclarin yanlari acik ve pufur pufur esiyor…Kesinlikle deneyin.
Aksam yemegi sonrasinda degisik bir seyler tadayim dedikten sonra menude ilgimi ceken HALO HALO adindaki karisik dondurmayi istedim. Bu bizim asure gibi icinde ne ararsaniz koyduklari ve uzerinde mor renkli dondurma ile ilginc bir sekilde sunulan bir tatli turu. Merakimi yenemeyip garsona sordum bu mor renkli dondurmanin ne oldugunu …ilginc bir cevapti aldigim..Seker pancari…..
Halo-halo dondurmasi
Manila`da eminim ki benim gibi her turistin ilgisini ceken fast food zinciri olarak JOLLIBEE dikkat cekecektir. Nerede bir Mc Donalds varsa ya yaninda ya yakininda bir Jollibee gormeniz kesindir. Bu zincirin ilginc ozelligi ise Filipin stilinde fast food agirlikli olusu. Ilgi cekici bir rekabet dogrusu.
Turistler icin en onemli sey pazarlik yapmak…Bir alisveris sirasinda masa ortulerinin fiyatini yuzde 65 kadar asagiya indirmeyi becerdigime ben bile inanin inanamadim.. Eger sansimi denemesem sadece yuzeysel indirim olan yuzde 20 yapilacakti. Siz siz olun pazarlik yapmayi unutmayin.
Filipinler`de ulkenin buyuk bir kismini fakir cogunluk olusturuyor, ve bu da ulkeden baska ulkelere goc olayini artiriyor. Dunyada belki de en fazla gocmen gonderen ulkelerin basinda gelmekteler. Herkesin kesinlikle uc-bes akrabasi yurtdisinda yasiyor. Bizim Almancilar kulturu burada da oldukca etkili.
Filipinler ile alakali diger ilginc bir unsur ise adalrdan olusmasi..Ama adalarin sayisi GELGIT yuzunden degiskenlik gosteriyor,normal su seviyesinde ada sayisi 7107 iken , su seviyesinde yukselme oldugunda ada sayisi 7103`e dusuyor yani 4 ada sular altinda kaliyor 🙂
Puro sevenler icin kisa bilgi vermekte fayda var.. Ispanyollar Filipinler`e yerlestikleri zaman yanlarinda Kuba`dan getirdikleri tutun tohumlarini buraya ekerler ve yuzyillar suren ekimler sonunda bugunku Filipin purolari ortaya cikar. Fiyatlari oldukca uygun ve de el yapimi. Gozlerime inanamadim. fiyatlarina sasiracaksiniz eminim.
Manila`nin en gosterisli bolgesinin ismi MAKATI. Burada alisveris merkezleri, bankalar, yuksek binalar goreceksiniz. Genellikle zenginlerin bulundugu bu kesim zengin-fakir ayrimini gozlerinizin onune getirecek kolaylikla. Alisverisler icin ideal bir bolge.
Filipinler sonuc olarak beni oldukca etkiledi. Turkiye`de calisan bazi Filipinli arkadaslar sayesinde bu ulkeyi gorme istegim olmustu ama insanin dunya gozuyle gormesi cok daha farkli bir duygu. Inanin cok etkilendim. Ispanyollarin taa binlerce kilometre uzakliktaki bu adalari somurgeleri altina alisi, onlarin ozgurluk mucadeleri, somurgeciligin ulkeler uzerinde biraktigi kalici izler vesaire vesaire….dusunmek icin guzel bir seyahat oldu….ve etkileri kolay kolay gecmeyecek uzerimden.
saygilarimla
Ali Baylar -Haziran 2001