Kuş Gribi

Uzakdoğuda kuş gribi yeniden hortlamış. Bu hastalığın laboratuvarda üretilip gerekli görülen ülkelere dağıtılarak ekonomik sıkıntı, korku, toplu ölümler gibi felaketlere sebep verdiği iddialarına artık iyice inanmaya başladım.

Ara ara bu hastalığın belli bölgelerde çıkması ve bir müddet sonra sessizce ortadan kaybolması da soru işaretlerini birlikte getiriyor.  Mikroplara ne oluyor da ortadan kayboluyorlar ve neden alakasız başka bir bölgeden yeniden ortaya çıkıyorlar.

Mikropların akıllı orduları olduğuna inanamayacağımıza göre ortada başka birşeylerin olduğunu düşünebiliriz.

Ülkemizde de ara ara hortlayan kene vakalarını da bu grupta düşünüyorum. 

Modern dünyada artık insanların silah,süngü,ordular,uçaklarla savaşması yerine teknolojik, kimyasal, bilimsel içerikli saldırılar oluyor, bu sayede düşmanlarını sessiz sedasız yoketme imkanı buluyorlar ülkeler. 

Ölen milyonlarca hayvan ve binlerce insanın hiçbir değeri yok bu insanlar için, yeni silahları insanlar üzerinde her şekilde denemeye devam edecekler. 

Kuş gribinin etkileri Hong Kong’da kendini aşırı belli ediyor. İnsanlar maskeyle dolaşıyor, her yerde hijyen ve temizliğe dikkat edilmesi ikazları bulunuyor. Geçen senelerde yaşanan panik aynı şekilde yaşanıyor. Haberlerde Çin’de kuş gribi vakasına rastlanan kazların ve ördeklerin yakıldığı haberleri okurken insanın içi yanıyor. İnşallah bu hastalık en kısa zamanda geçer ve insanlar ve hayvanlar normal hayatlarına devam ederler…

Türk Film İsimleri

BEN BIR KANUN KACAGIYIM (1966)

BEN BIR SOKAK KADINIYIM (1966)

GUNAHINI ODEYEN KADIN (1969)

GUNAHINI ODEYEN ADAM (1969)

GUNAHLARINI KANLARIYLA ODEYENLER (1969)

IYI DOVERIM KOTU SEVERIM (1972)

ACI SEVERIM TATLI DOVERIM (1975)

OLUMUNU KENDIN SEC (1971)

OLMEDEN TOVBE ET (1971)

MEZARINI KAZ BENI BEKLE (1971)

IPINI BOYNUNDA BIL (1971)

VE SILAHINI CEKTI (1972)

KIYMA BANA GUZELIM (1962)

VUR VUR KAC KAC (1972)

VURMA ZALIM VURMA (1972)

FIRCANA BAYILDIM BOYACI (1978)

VE ONU VURDULAR (1973)

OLUMLE SEVISENLER (1972)

SEVISEREK OLENLER (1975)

AYIKLA BENI HUSNU (1975)

YE BENI MAHMUT (1975)

ZIMBALA BILAL (1975)

ISMET BU NE KISMET (1978)

ÖTTÜR KUŞU ÖMER (1979)

KOKLA BENI MELAHAT (1975)

KOKLA AMA KOPARTMA (1975)

HASAN ALMAZ BASAN ALIR (1975)

BU BABA BASKA BABA (1975)

BEN ARMUDU DISLERIM (1975)

SIPSAK BASARIM (1975)

ISTE KAPI ISTE SAPI (1975)

YUZME BILMIYORSAN ISIN NE AGACTA (1978)

HER ADIMIM BELA (1972)

ADIM BELADIR (1970)

ADIM KAN SOYADIM SILAH (1970)  

PARCALA BEHCET

ASTRONOT FEHMI

BADANACI

SOFOR NEBAHAT ABLA 

 

www.seyyahamca.com

Filmler ve ince noktalar….

– Polis filmlerinde mutlaka gece kulübüne uğranılır.
– Yatakta geçen sahnelerde kadınların göğüs üstü , erkeklerin göbek üzeri bölge çıplaktır.
– Havalandırma boşluğu her zaman kaçış ve gizlenme noktasıdır.
– Polisler bile o bölüme bakmayı akıl etmezler.
– Televizyondaki gösterilen haber, konuyla alakalı bir haberdir daima.
– Küçük bir kibrit yakarak karanlık bir oda aydınlatılır.
– Polisin arabası için daima gireceği bina önünde müsait park alanı mevcut olacaktır.
– Dedektif görevden alınıncaya kadar olayı çözmesi mümkün değildir.
– Başrol oyuncusundan dayak yemek için herkes sırasını bekleyecektir
– Polis departmanı, başrol oyuncumuzu testten geçirecek ve bu göreve uygun tek kişi olduğuna karar verilecektir
– Korku filmlerinde kadınlar genelde çıplakken yakalanırlar tehlikeye
– Telefonlarda genelde alo ya da görüşürüz kısmı yoktur.
– Uzay filmlerinde uzaylılar bizim dilimizden konuşurlar.
– Paris’te geçen tüm filmlerde Eyfel kulesi olayın geçtiği evden görülür.
– Kahramanımızın düşmanla aslanlar gibi savaşırken canı acımaz ama yarasını temizleyen bayan karşısında canı acıyacaktır.
– Her alışveriş torbasında kesin uzun bir ekmek bulunur
– Uçuş kulesi sayesinde her uçak yere sağlam inecektir.
– Rujlar asla silinmez, derin dalışlar sonrası bile, saçlar da hep fönlü kalır.
– Anne her filmde kahvaltı hazırlar, mutlu aile örneğidir bu filmlerdeki.
– Annenin hazırladığı kahvaltıyı yemeye vakitleri de asla olmaz ailedekilerin, çocuklar okula, baba işe koşar, hazırlananlar da büyük ihtimalle çöpe
– Çarpışma sonrası mutlaka araçlardan alevya da kıvılcımlar çıkar
– Patlama kaçınılmazdır.
– Kahramanımız uçuruma düşerken mutlaka birini de kurtaracaktır, hem de tek eliyle…(hiç tek elinizle bir dala asılmayı denediniz mi? bir de 2 kişi olduğunu düşünün..)
– Kahramanımız 20 kişiyi birer öldürürken, 20 kişi onu bir türlü vuramazlar.
– Köpekler daima kötü adamları görünce havlarlar
– Şişmanlar her zaman kötüdürler.
– Yaşlı kadınlar, çirkinlerse kötüdürler.
– Çirkin adamlar genelde kötü adamlardır. Bebek yüzlüler de iyi.
– Herkes salaktır,kahramanımız akıllı (bilimkurgu filmlerinde)
– Akıllı kahramanımız tüm salakları uyandırmayı başaracaktır.
– Uzay aracı çok hasar almıştır ama halen enerji ünitesi sağlamdır.
– Laptop bilgisayarlarda daima yeterli pil ömrü bulunacaktır.
– Bu laptoplarla herşeyi yapabilirsiniz.
– Uzaylıların sistemine bile girer ve de çökertirsiniz.
– Bütün bombalarda saniye sayacı vardır ve kaç saniye sonra patlayacaklarını bilirsiniz.
– Havalandırma boşlukları daima tertemizdir, toz bile yoktur, pırılpırıldırlar
– Başrol oyuncuları günlerce yolalırlar ve asla tuvalet ihtiyaçları olmaz, adı üstünde başrol oyuncularıdır onlar.
– Kilitli kapıları bir kredi kartıyla açarlar.
– Kasabaya bir hastalık salgını olduğunda belediye başkanı gelecek ay olacak panayırı düşünür, hastalık çok önemli değildir, ne de olsa politikacıdır:=)
– Mutlaka herkese yetecek mermi bulunacaktır kahramanımızın ceplerinde, cebinde yoksa cephane deposunu buldurur senaristler ona:=)
– İkizlerin biri mutlaka çok iyidir, öteki de kötü
– Yaşlı ve iyi polisler, emekli olmalarına birkaç gün kala öldürülürler.
– Saatli bombanın daima doğru olan kablosu kesilir.
– Birkaç mermi atışıyla koca arabalar havaya uçurulacaktır kolaylıkla, gerçek hayatta mümkün değildir bu
– Acil durumlarda polis telefonu asla çalışmayacaktır.
– Acil durumda telefon kablosunu çoktan kesmiştir kötü adamlar.
– En kötü adam en son ölecektir, ölümü de afilli olur kesinlikle…unutulmaz sahne olacaktır hafızalarda
– Kötüler, kötülük yaptıklarında hep pis pis güleceklerdir.
– İyiler kötüden kaçarken nedense kaçtıkları adamlar önlerine bir şekilde çıkacaktır. 

 

Bir de Bollywood filmleri vardir ki hic sormayin….Hint kulturunden yaklasimlar her filmde yansir olaya.
– Her filmde bir taraf cok garibandir
– Ya kiz ya da oglan cok zengindir.
– Sevgilisi olan karsi cins te malesef zit maddi gelire sahiptir.
– Genelde aileler bunlarin evlenmesine karsi cikar.
– Ailede hele bir tane hergele vardir ki sormayin gitsin..Kan kusturur cocuklara vallahi
– Tam bulusmustur sevgililer dersiniz, gene o hiyar cikar
– Filmin sonunda gururlu genc dayak yemistir torbalar dolusu ama sevdigi kiza da kavusur hani kerata

 

www.seyyahamca.com

10 Facts you should know about Indian Railways

10 Facts you should know about Indian Railways

 

 

Railways were first introduced to India in 1853 from Bombay to Thane. In 1951 the systems were nationalized as one unit, the Indian Railways, becoming one of the largest networks in the world and today Indian Railways is the world’s ninth largest commercial or utility employer, by number of employees, with over 1.4 million employees. Here are some interesting facts about Indian Railways:

 

 

Fastest train in India: New Delhi-Bhopal Shatabdi Express is the fastest train in India. The all air-conditioned superfast train clocks a maximum speed of 150km/h on the Faridabad-Agra section.

 

It also has the highest commercial speed – 89.87 km/h- and covers the 704 km New Delhi – Bhopal stretch in 7 hours 50 minutes.

 

 

Slowest train in India: Metupalayam Ooty Nilgiri Passenger which runs at a speed of 10kmph, 15 times slower than fastest running train. Since this train runs in hilly region there are speed limits to comply.

 

The one that comes close is Pratapnagar-Jambusar passenger, with a maximum speed of 12km/h and an average speed of 11km/h. It takes 4 hrs for a journey of 44 km.

 

 

Trains with most stops: The record for maximum number of stops by an Express/Mail train is held by Howrah – Amritsar Express 115 halts, followed by Delhi – Howrah Janata Express 109 halts and Jammu Tawi – Sealdah Express 99 halts.

 

 

Junction with most number of routes originating from it: Mathura junction with 7 routes- Broad Gauge (BG) line to Agra Cantt, BG line to Bharatpur, BG line to Alwar, BG line to Delhi, Metre Gauge (MG) line to Achnera, MG line to Vrindavan and MG line to Hathras, Kasganj.

 

Six route junction – Bhatinda. Five route junctions – Lucknow, Guntakal, Katni, Varanasi, Kanpur Central, Villupuram, Dabhoi, and Nagpur.

 

 

Longest Platform: Indian Railways owns the longest railway platform in the world at Kharagpur (West Bengal) with a length of 2,733 ft (1072.5 m) in length.

 

 

First Railroad: The first railroad was constructed by two Indians (Jamsetjee Jeejeebhoy and Jaganath Shunkerseth) and not the British.

 

 

Railway Network: Though it is commonly believed, India doesn’t have the largest railway network in the World. India comes fourth with approx. 64,000 km of railroad after US, Russia, and China.

 

If the tracks were to be laid out from one point to another around the equator, it would circle it one-and-a-half times.

 

 

Distance Covered: The total distance covered by the 14,300 trains daily on the Indian Railways daily equals three & half times the distance to moon.

 

 

Worst Rail Disaster: In the Bihar train disaster on June 6, 1981, a passenger train carrying 800 or more passengers between Mansi and Saharsa, derailed and plunged into the river Bagmati while it was crossing a bridge.

 

After five days, more than 200 bodies were recovered, with hundreds more missing that were feared washed away by the river. Estimates of total deaths range from 500 to 800 or more. It was the worst Indian rail disaster.

 

 

Passenger Load: The Indian Railways (IR) carries over 25 million passengers daily which is perhaps more than the entire population of Australia, New Zealand and Tasmania put together. 

Annually Indian Railways ferries 7.2 billion passengers (nearly 6x India’s current population).

Çin Seyahat Notları – Mart 2013

Geçen hafta uzakdoğudaydım, bazı izlenimlerimi bu haftaki bültenimizde sizlerle paylaşmak istiyorum
– Çin Yeni Yıl tatili sonrasında halen bazı fabrikalar işçi bulamadıklarından şikayet ediyorlar. Senelik iş anlaşmaları bu tatil sonrasında yapılıyor ve işçi bulmak eskisi kadar kolay değil. İşçi maliyetlerinin hızla yükselmesi ve artık insanların yaşadıkları bölgelerde iş arama tercihleri nedeniyle, iş gücü problemi ciddi bir sorun olmakta.
– Hayat daha zorlaşmaya başlamış. Bizdeki gibi özel okullar ve özel hastaneler hızla çoğalıyor. Devletçilik mantığı bir müddet sonra özelleştirmeye doğru gidecek ve bunun sinyallerini görebiliyorum.
– 1990 yılından beri senede 3-4 kez Çin’e seyahat eden biri olarak, bu ülkedeki gelişimi ve değişimi çok net analiz edebiliyorum. İnsanların yüzlerindeki sıkıntı ve gelecek korkusu artık çok rahat okunabiliyor. Eskiden yokluk içerisinde ama mutlu olan bu insanlar, şimdi ceplerinde çok para olmakla birlikte huzursuzlar.
– Ev fiyatları astronomik değerlere ulaşmış durumda ve artık devlet bu konuda çok ciddi kurallar koyarak bu ticareti durdurmaya çalışıyor.
– Yaşlılar ve emeklilerin hayat standartları gittikçe daha zor bir duruma geliyor. Herşey daha pahalı ve aldıkları maaşlar eskisi gibi yetemiyor.
– Yeni devlet yönetim halk için yeni bir umut olmuş durumda. Umarım beklentileri karşılayabilirler. Aksi takdirde Çin eskisi kadar mutlu bir ülke olmayacak ileride, ve onların ellerinde bizim gibi din silahı da bulunmuyor ve halkın çoğu inançsız olduğu için bizdeki gibi kolay yönlendirilemezler de…
– Ülke bütünlüğü ile alakalı devlet sansürü halen devam ediyor. Bağımsızlık isteyenler, bölücülük yapanlar yakalandıkları anda idam edilebiliyorlar. Uydu anteni halen yasak ve bizdeki gibi isteyen istediği kanalı rahatlıkla izleyemiyor ve bölücü yayın yapanlar ülke içine ve evlere kolay kolay sızamıyorlar.
İyisiyle kötüsüyle dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. Ülkemizin dünya üzerinde bulunduğu noktanın ne kadar stratejik bir nokta olduğununun artık hepimiz farkındayız. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları hepiniz görüyorsunuz. Bizleri bölerek yoketmeye çalışmalarına izin vermeyelim ve kardeşliğimizin farkına varalım.
Dünyada başka Türkiye yok!

Ne kadar boş işlerle günlerini geçiren bir millet olduk biz ya?

Ne kadar boş işlerle günlerini geçiren bir millet olduk biz ya?

Tarihi kitaplardan değil, dizilerden öğreniyoruz….

Dinimizi Kuran’dan değil cemaatlerin kitaplarından öğreniyoruz…

Önümüze getirilen herşeye iman ediyoruz…. sorgulamıyoruz….

Haber kanallarının halen dürüst haber yaptığına inanıyoruz…

Yayın organlarının aslında birilerinin fikirlerini sunduğu yerler olduğunu düşünmüyoruz….

Gazete okumanın, kitap okumaktan daha iyi olduğuna halen inanıyoruz….

Hergün gündemi değiştirmek adına salak sulak haberlerin ortaya atılmasını sorgulayan kaç kişi var aramızda?

Bizler dizilerle, yalan haberlerle, eğlence programlarıyla uyutulurken ülke elden gitti….

Biz artistlerin saçını, kıyafetini konuşurken birileri topraklarımızı nasıl ele geçireceğinin toplantısındaydı….

Milli eğitim sistemimizin her sene değiştirilmesini hiç sormadık, sorgulamadık…. Çocuklarımız test merkezi oldular…

Milli birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştırmak yerine kutuplaştırıldık.

Ezeli rekabet adıyla insanları düşman eden mantığı hiç sorgulamadık…sadece saldırdık koyun sürüsü gibi kardeşlerimize…

Filmlerde, dizilerde, kliplerde bilinçaltlarımıza sokulan mesajları hiç görmedik, sorgulamadık, tartışmadık bile… kabul ettik herşeyi…

SEX kelimesinin çocuklarımızın seyrettiği çizgi filmlerin içine bile gömülerek sunulmasını sessizce seyrettik…

Aile mefhumunun yokedilmesini keyifle izlemeye devam ediyoruz..

Bundan daha yüzyıl öncesinde, halkların kıyafetlerinden tanındığı bir dünyada yaşarken, şimdi bütün dünya tek tip oluverdi…

Bizler bu şekilde uyumaya devam edelim… uyandığımızda elimizde hiçbir şeyimiz kalmayacak….

Okumanın ne kadar önemli bir şey olduğunu anladığımız zaman umarım kitap alacak para kalır ceplerimizde…

Atatürk’ün boyunu tartışacağınıza Gençliğe Hitabesi’ni bir kez daha okumayı deneseniz…. İnanın çok şey öğreneceksiniz…

Biz dua etmeye devam edelim, işimiz Allah’a kalmış 🙂

Allah da çalışana veriyor başarıyı… bu durumda sadece dua etmekle kalacağız desenize….

Biz dua etmeye devam edelim, işimiz Allah’a kalmış 🙂

2013 – Yılan Yılı

10 Şubat 2013 – 30 Ocak 2014 –  Yılan Yılı

10 Şubat 2013 – 30 Ocak 2014 tarihleri arası Çin Takvimine göre Yılan Yılıdır.
Orta Asya Türk Kavimlerinin de eskiden kullandığı 12 hayvanlı takvim sistemi Çinliler tarafından günümüzde de kullanılmaktadır.
Çin çok geniş bir yüzölçümüne sahip bir ülkedir ve insanlar ülkenin her köşesinde çalışmaya giderler. Tüm sene boyu ailelerinden ayrı olan bu insanlar Yeni Yıl Tatilinde evlerine dönerler ve biraraya gelirler. Ailelerin birlik ve beraberliğini kutladıkları bu dönemde insanlar birbirine hediyeler verirler, sokaklarda eğlenceler düzenlenir, çocukların bu atmosferi dolu dolu yaşamalarına gayret edilir.
Binlerce yıldan beri süregelen bu kültürün devam edebilmesi adına Çin Devleti de destek olmakta ve bir hafta resmi tatil tüm ülkede kutlanmaktadır.
Çin’e ticari seyahat edeceklerin bu dönemleri dikkate alarak plan yapmalarında fayda vardır. Çin Yeni Yıl Tatil Dönemi, turistik seyahat yapacaklar için ise ideal dönemlerden birisidir.
Çin inancına göre 2013 Yılan Yılı, su ve siyah özelliklerini taşımaktadır. Bu yıl plan proje yapmanın çok önemli olduğuna inanılıyor. Ani değişikliklerin olabileceği göz önünde bulundurularak çok dikkatli olunması gerekiyor. Yılan gibi esnek davranıldığında çok olumlu gelişmelerin olacak hayatınızda. Yılan, güvenliğine dikkat eden bir hayvandır ve siz de bu sene bir yılan kadar dikkatli olun ve adımlarınızı sağlam atın.

İnternet Tarihçem – 1

1995 yılında internetin daha ülkemizde bilinmediği bir yıldı ve Yunanistan üzerinden ATTGlobal’e bağlanarak nete giriyordum.

ATT Global o zamanlar IBM OS/X üzerinden çalışıyordu ve o programı bilgisayarınıza yüklemeniz gerekiyordu. Program ücreti 100 dolar 🙂

İnternet denilen şeyi merak ediyordum ve her ne pahasına olursa olsun ne olduğunu öğrenecektim.

E-posta denilen şeye müracaat ettim ve [email protected] adlı ilk e-postamı almayı başardım.

İnternetin yurtdışından bağlandığım için bana maliyeti epey yüksek olmuştu ama öğrenmek güzel bir mutluluk veriyordu.